Hipnotize Olmak Nasıl Mümkün??
Hipnotize olmanın gerçekten mümkün olduğunu biliyor muydun? Evet, bilimsel olarak, deneyle ve kanıtla ispatlanan bir şekilde, "Hipnotizma" gerçek.
Her türlüsü değil
tabii, ilüzyonistlerin seyirciyi köpek gibi havlatması ne kadar gerçek belli
değil; sigarayı bırakmak, kilo vermek için gidilen hipnotizmacıların etkisi de
tartışılır. Ama New York Times'da yayınlanan bir makaleye göre, denekler
hipnotize edilip, yazılı olarak onlara gösterilen kelimelerin bilmedikleri bir
dilde olduğu söylendiğinde; MRI taramalarında bile gözle görülür şekilde
beyinleri, kendilerine gösterilen kelimeleri yabancı dil gibi algılamış ve dil
ile ilgili bölge hareketlenmemiş bile.
Yani bir şey var. Mekaniğini
tam olarak anlamasak da trans haline geçişin mümkün olduğunu ve bir şeyleri
değiştirdiğini anlıyoruz.
Hipnotize olma hali
tam olarak şöyle tanımlanıyor: “Hayal gücünün aşırı aktif hale geldiği,
rahatlama ve telkine açık olma, odaklanarak dış dünyadan uzaklaşma hali.” Bir
kitaba ya da filme konsantre olduğunda olduğu gibi…
Freud demiş ya; id, ego, superego diye, tamam Freud eskidi artık ama bilinç ve bilinçaltı arasında
hala fark var. Bilinçli olarak yaptığın hareketlere karar veriyorsun ama bilinçaltın
hislerini, duygularını kontrol ediyor. Bu yüzden de eğer hipnotize edildiysen,
seni hipnotize eden kişi de bu duygularınla oynuyor zaten. Bilinçaltın, senin
hatıralarını attığın yer aynı zamanda. Dolayısıyla hipnotize olmuş bir insan,
normalde hatırlayamadığı şeyleri de bazen hatırlayabiliyor. Ya da hipnotize
eden kişi manipülatif bir insansa, sahte hatıralar yaratmana da sebep
olabiliyor, olmamış şeyleri olmuş gibi hatırlıyorsun.
Bir iyi haber ise,
hipnotize olmuş kişiye istemediği bir şeyi yaptırmak mümkün değil. Trans
halindeyken utanç duygusu yok oluyor, ama kendini korumayla ilgili içgüdüler
yok olmuyor. Yani arkadaşını hipnotize edip rezil edebilirsin ama; “Hadi camdan
atla Pikachu!” dersen, onu yemiyor.
Hipnoz üç olgunun
bir araya gelmesiyle oluşuyor; dikkatinin yoğunlaştırılması, dilin kullanılışı
ve görevler. Hipnotize eden kişi önce senin dikkatini bir noktaya odaklayarak
dış dünyayla alakanı kesiyor. Kullandıkları dil, seçtikleri kelimelerle de
güçlü telkinlerde bulunarak şüpheyi elimine ediyorlar. Son olarak da ufak
görevler vererek, testler yaparak seni hipnotize olduğuna inandırıyorlar,
böylece daha çok hipnotize oluyorsun. Nasıl? Mesela gözlerin ağırlaşıyor
dedikçe, sen “Evet, gözlerim ağırlaşıyor…” diye hissedersen zaten hipnotize
olmaya başladığını düşündüğün için, giderek telkinlere daha açık hale geliyorsun.
Biraz rüya görmek
gibi, biraz da uykunda birinin senin kulağına bir şeyler fısıldaması gibi.
Nasıl uyku halinde bilinç kapalı, bilinçaltı açık oluyorsa; hipnotizma da öyle.
Zaten “Hypnosys” kelimesi Yunanca’da
“Uyku” kelimesinden geliyor.
Hipnotizma için
kullanılan başka bir kelime de, “Mesmerizm”;
Franz Mesmer diye bir adamın farklı hipnotizma yöntemleri geliştirip “Benimki
başka, benimki mesmerizm.” demesiyle ortaya çıkıyor. Yöntemi farklı, ama
yaptığı iş aynı.
Hipnotizma öyle ya
da böyle çok eskiden beri kullanılıyor; ama bilinen en eski, isimli ve tarihli
kayıt İbn-i Sina'dan. Sonrasında 1800'lerde Alman doktor Mesmer bunu yaygın hale
getiriyor. Freud da hipnotizmayı inceliyor ve kullanıyor evet; ama tabii 20.
yüzyılın ikinci yarısından sonra hipnotizma, tıbbi literatürde giderek
psikoterapiye evriliyor.
Bilinen en başarılı
hipnotistlerden biri olan, Milton Erickson diye bir adamla ilgili ilginç bir
hikaye var. Deniyor ki adam hipnotize etmekte o kadar becerekliymiş ki,
kendisine getirilen bir oğlan çocuğunun kafasındaki yarığa anestezi uygulamadan
dikiş atmaya başlamadan önce çocuğa, ne yapacağını detaylıca tarif etmeye başlamış;
hareketlerle göstererek, nasıl yarayı temizleyeceğini, dikişi nasıl atacağını,
nasıl bağlayacağını detaylıca uzun uzun anlatmış. En sonunda huzursuzlanan
çocuk, “Tamam anladık, acımayacak, haydi at dikişi artık.” dediğinde Ericson “Dikişin
atıldı, bitti bile.” demiş.
Tabii ne kadar
doğru bir hikaye ben bilmiyorum, ama yazılana çizilene bakılırsa gerçek olma
ihtimali var; trans hali, hislerin ve duyguların yönlendirilmesi, kontrol
edilmesi...
İnsanın kolayca
manipüle edilebileceğini bilmesi hoş bir
duygu değil tabii, ama bir başka iyi haber de hipnotize edilebilmen için
aslında buna inanman ve istemen gerekiyor. Ben hipnotize olmam diyen adamı
hipnotize etmek de mümkün değil yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder